Ornament in Architecture
Meanings and Values
Decoration plays a vital role in architecture, whether it stems from the architect’s preference, the user’s technical approach, the client’s request, or the subsequent aesthetic taste of those interacting with the building. Adding a layer, introducing a second surface, or imbuing an architectural material with additional meaning adds new value to the structure. Conversely, abstract expression is an approach that broadens architectural discourse. Regardless of whether a material is used in its natural form or has undergone chemical processing or transformation, decorative patterns become a sincere expression of the human mind, soul, and emotions. They bring joy to the building’s visitor or user and lend meaning to life.
The ways in which decorative techniques are employed—whether through direct repetition of past methods, reinterpretation of them, mixing elements from different periods, reusing an old material as spolia, or crafting an entirely new composition—is contingent on the intellectual background, intelligence, and creativity of the architect or user. Decoration, in this sense, reflects personal knowledge and creativity.
The tradition of incorporating decoration into architecture dates back to ancient times and fulfills many psychological, cultural, and functional needs. The primary reasons for this trend include:
In conclusion, decoration in architecture is not merely an aesthetic detail but a multifaceted tool connected to cultural expression, symbolic communication, psychological impact, and social status.
Types of Decoration
Structured Ornamentation
This refers to the systematic and intentional application of decorative elements in architectural design. Unlike random decoration, it creates order, symmetry, rhythm, and unity. Key features and examples include:
Spolia Decoration
“Spolia” refers to the reuse of architectural elements or materials from older structures in new buildings. This practice was common in Ancient Rome, Byzantium, and Medieval Europe, where columns, capitals, friezes, and even entire components were repurposed. Spolia served two primary purposes:
Such use of spolia often resulted in eclectic compositions combining elements from various periods and cultures, visually rich and intellectually stimulating reflections of historical layers and cultural influences.
Examples:
These instances illustrate how repurposed materials can be used creatively and culturally to enrich architectural expression.
Ancient Egyptian Architecture (c. 3150–30 BCE)
Decoration in Egypt was especially symbolic and religious in nature. Intricate hieroglyphs, symbols like the Ankh and the Eye of Horus, and depictions of pharaohs and deities adorned temple and tomb walls. Carvings and paintings depicted scenes from mythology and the afterlife, turning architecture into a narrative medium.
Ancient Greek Architecture
Decoration played a key role in shaping a building’s identity and aesthetic language:
Ancient Roman Architecture
The Romans inherited and expanded Greek decorative traditions:
Vitruvius on Decoration
Living in the 1st century BCE, the Roman architect Vitruvius addressed decoration in his treatise De Architectura:
According to Vitruvius, decoration is inseparable from architecture—and his views on the balance between decoration, functionality, and symbolism continue to influence architectural theory and practice today.
Byzantine Architecture (ca. 330–1453 CE)
Byzantine architecture is renowned for its mosaics in religious buildings. Golden mosaics decorated domes, walls, and ceilings, depicting biblical scenes, religious figures, and geometric patterns. These mosaics were more than decorative—they were theological and symbolic narratives.
Islamic Architecture (from the 7th century)
Islamic decoration emphasizes abstraction and geometry, avoiding human and animal figures:
Gothic Architecture (12th–16th centuries)
Decoration in Gothic architecture is intertwined with structural innovation. Pointed arches, ribbed vaults, and flying buttresses supported tall structures, while stained glass windows narrated Biblical stories. Facades and interiors featured detailed stone carving and sculpture, creating dramatic visual impact.
Renaissance Architecture (14th–17th centuries)
Renaissance revived classical motifs—columns, pilasters, and pediments:
Baroque Architecture (17th–18th centuries)
Baroque is characterized by movement, drama, and splendor:
Rococo Architecture (18th century)
Rococo evolved as a lighter, more playful reaction to Baroque:
Neoclassical Architecture (late 18th–early 19th centuries)
Drawing inspiration from ancient Greece and Rome, Neoclassicism emphasized simplicity, symmetry, and order:
Art Nouveau (late 19th–early 20th centuries)
Art Nouveau embraced organic forms and flowing lines inspired by nature:
Art Deco (1920s–1930s)
Art Deco symbolized modernity with:
Modernist Architecture (late 19th–20th centuries)
Modernism rejected decoration in favor of functionality and simplicity:
Despite criticism, modernism had a profound impact on contemporary design principles.
Postmodern Architecture (1970s–1990s)
Postmodernism reacted against modernism’s austerity and reintroduced decoration and historical references:
Digital-Age Architecture (1990s–present)
The digital revolution has transformed decoration through new technologies:
Assessment
In the rapidly evolving digital era, architects and designers continue to push the boundaries of traditional decoration. By embracing technology, sustainability, and interactive design strategies, they redefine the aesthetic, functional, and experiential dimensions of architectural spaces—shaping the future in innovative and exciting ways.
Decoration in modern architecture has increasingly merged with technology to offer new possibilities for creativity, sustainability, and user experience. Architects continue to explore how digital tools and techniques can be innovatively integrated into design and application—shaping the future of architectural expression in a technology-driven world.
By delving into the topic of decoration, we naturally arrive at the historical and aesthetic interconnection between sculpture and architecture. Sculpture is not merely decoration but a powerful element that adds identity and meaning to space. Therefore, the shift from decoration to the relationship between sculpture and architecture forms a natural continuity
TR
Mimaride Süsleme
Anlamlar ve Değerler
İster mimarın tercihi, ister teknik gerekçelerle tasarım yapankullanıcının yaklaşımı, ister yapıyı sipariş eden müşterinin isteği, istersesonradan yapıyla etkileşime girenlerin zevki gibi görünse de, süsleme mimaridehayati bir rol oynar. Bir örtü eklemek, ikinci bir yüzey getirmek ya da mimaribir malzemeye ek anlamlar yüklemek, yapıya yeni bir değer katar. Buna karşılıksoyut anlatım da mimari tartışmayı genişleten bir yaklaşımdır. Malzemenindoğadan çıktığı biçimiyle, kimyasal işlemlerden geçirilmiş ya da dönüştürülmüşhaliyle kullanılması fark etmeksizin; süsleme desenleri insan zihninin, ruhununve duygularının samimi bir ifadesi olur. Yapının ziyaretçisine ve kullanıcısınakeyif verir, hayata anlam katar.
Süsleme tekniklerinin uygulanış biçimi, geçmiş yöntemlerindoğrudan tekrar edilmesi, onların yeniden yorumlanması, farklı dönemlerdenunsurların karıştırılması, eski bir malzemenin spolia olarak yeniden değerlendirilmesi ya datamamen yeni bir kompozisyon yaratılması şeklinde olabilir. Bu seçim, mimarınya da kullanıcının entelektüel birikimine, zekâsına ve yaratıcılığına bağlıdır.Süsleme bu yönüyle bireysel bilginin ve yaratıcılığın bir yansımasıdır.
İnsanlığın süslemeyi mimariye dahil etme geleneği çok eskiyedayanır ve psikolojik, kültürel ve işlevsel birçok ihtiyacı karşılar. Bueğilimin başlıca nedenleri şunlardır:
· Estetik Zevk
Süsleme, mimari mekânların görsel çekiciliğini artırır. Karmaşık oymalar,renkli mozaikler, heykelsi kabartmalar ya da geometrik desenler aracılığıylagüzellik, uyum ve estetik bir tatmin sağlar. Böylece yapının duyusal deneyimizenginleşir.
· Kültürel Kimliğin İfadesi
Dekoratif motifler, semboller ve desenler kültürel değerleri, gelenekleri veinançları yansıtır. Süsleme, bir yerin kimliğini görünür kılar ve yapıylakültürel bağlam arasında bağ kurar.
· Sembolizm ve Anlam
Süsleme unsurları, dini inançları, tarihi olayları veya toplumsal değerleritemsil ederek mekâna çok katmanlı bir anlam yükler. Böylece mimari yalnızcaişlevsel değil, anlatı taşıyan bir mecra haline gelir.
· Tarihsel Süreklilik
Süsleme, çağdaş yapıları geçmişin mimari gelenekleriyle ilişkilendirir. Mimar,önceki dönemlerin işçiliğine ve kültürel mirasına saygı gösterirken geçmişlegünümüz arasında bir bağ kurar.
· İnsanlaştırıcı Etki
Dekoratif öğeler, mekânı daha davetkâr ve kişilikli hale getirir. Bu unsurlaryapıyla kullanıcı arasında duygusal bir bağ kurar ve mekânı yaşanabilir kılar.
· Psikolojik Refah
Estetik açıdan zengin, detaylı süslemelerle donatılmış mekânların, insanınruhsal durumunu olumlu etkilediği bilinmektedir. Böyle ortamlar sakinlik, ilhamve yaratıcılık hissi uyandırır.
· Kimlik ve Statü
Tarih boyunca süsleme, güç, prestij ve otoritenin bir göstergesi olmuştur.Saraylar, tapınaklar ya da anıtsal yapılar üzerindeki yoğun süslemeler,toplulukların veya bireylerin statüsünü yansıtmıştır.
· Sonuç olarak,mimaride süsleme yalnızca estetik bir ayrıntı değil; kültürel ifade, sembolikiletişim, psikolojik etki ve toplumsal statüyle bağlantılı çok yönlü bir araçtır.
· Kabartma Oymalar:Malzemeye oyularak yüzeyden yükseltilmiş desen veya motifler. Binaya derinlikve gölge oyunları katar.
· Frizler: Binalarındış ya da iç yüzeylerinde yatay uzanan süsleme bantları. Genellikle ritim ve bütünlüksağlar.
· Mozaikler: Küçükrenkli cam, taş veya diğer parçaların bir araya getirilmesiyle oluşturulandekoratif desen ve sahneler.
· Vitray: Renkli camparçalarının birleşimiyle yapılan dekoratif pencereler veya paneller. Işığıkullanarak mekâna farklı bir atmosfer kazandırır.
· Geometrik Desenler:Özellikle İslam mimarisinde görülen simetrik ve karmaşık tasarımlar. Sanatsalve teknolojik birikimin ifadesi olarak işlev görür; estetik olduğu kadarduygusal bir etki de bırakır ve yapıların uzun süre hafızalarda yer etmesinisağlar.
· Heykelsi Unsurlar:Üç boyutlu dekoratif elemanlar (heykeller, sütunlar, finial gibi mimaridetaylar).
Mimari tasarımda dekoratif unsurların sistematik ve kasıtlıbiçimde uygulanmasına verilen addır. Rastgele süslemeden farklı olarak, düzen,simetri, ritim ve bütünlük oluşturur.
Temel Özellikler veÖrnekler:
· Geometrik Desenler:Izgaralar, spiraller, simetrik şekiller ve mozaikler. Yüzeylere düzen ve ritimkazandırır.
· Tekrarlayan Motifler:Cephe, sütun ya da frizlerde yinelenen motifler. Bütünsel bir görsel diloluşturur.
· Mimari Detaylar:Korniş, pervaz, friz ya da sütun başlıkları gibi özenle tasarlanmış unsurlar.Binanın karakterini güçlendirir.
· Kabartma Heykeller:Yüksek ya da alçak kabartmalar. Figüratif sahneler veya motifler aracılığıylaanlatı ve derinlik katar.
· Cephe Süsleri:Paneller, kabartmalar, ızgaralar veya paravanlar. Cepheyi görsel olarakzenginleştirir, aynı zamanda dönemin sanatsal anlayışını ve sosyal statüsünüyansıtır.
· SpoliaSüsleri
Spolia, yeni yapılarda eski mimari unsurların veyamalzemelerin yeniden kullanılması anlamına gelir. Antik Roma, Bizans ve OrtaÇağ Avrupa’sında yaygın olan bu uygulama, sütunlar, sütun başlıkları, frizlerve hatta tüm mimari bileşenlerin devşirilerek kullanılmasıylagerçekleştirilirdi.
Spolia, iki temel amaca hizmet ederdi:
· Pratiklik: Mevcutmalzemelerin yeniden kullanımı, taş çıkarma ve işleme için gereken zaman, işgücü ve kaynakları azaltarak maliyeti düşürürdü. Özellikle kaynakların kıtolduğu ya da hızlı inşaatın gerektiği dönemlerde büyük avantaj sağlardı.
· Sembolik değer: Eskiyapılardaki unsurların yeni binalara dâhil edilmesi, geçmişle bir bağ kurar,mimari geleneğin sürekliliğini vurgular ve önceki uygarlıklara saygıgösterilmesini sağlar.
Spolia’nın kullanımı genellikle farklı dönemlere ve kültürlereait öğelerin aynı yapı içinde birleştiği eklektik kompozisyonlarlasonuçlanmıştır. Bu çeşitlilik, bölgenin tarihsel katmanlarını ve kültüreletkilerini yansıtarak görsel açıdan zengin, entelektüel açıdan uyandırıcıtasarımlar ortaya çıkarmıştır.
Örnekler:
· Antik Romasütunlarının Orta Çağ kiliselerinde kullanılması
· Mısırdikilitaşlarının Roma anıtlarına dâhil edilmesi
· Bizans mermerkabartmalarının Osmanlı camilerinde değerlendirilmesi
Bu örnekler, devşirme malzemelerin hem yaratıcı hem de kültürelaçıdan zengin bir mimari ifade için nasıl kullanıldığını gösterir.
Mısır’da süsleme özellikle sembolizm ve dini anlam taşıyordu.Tapınak ve mezar duvarlarında karmaşık hiyeroglifler, Ankh ve Horus’un Gözügibi semboller, firavun ve tanrı figürleri sıkça kullanıldı. Oymalar veresimler, mitolojiden ve ölümden sonraki yaşamdan sahneler betimleyerekmimarinin aynı zamanda bir anlatı aracına dönüşmesini sağladı.
Yunan mimarisinde süsleme, yapının kimliğini ve estetik dilinibelirleyen önemli bir unsurdu.
Sütunlar ve Başlıklar
Dorik, İyonik ve Korint olmak üzere üç farklı sütun düzeniyle tanınır. Sütunlargenellikle olukluydu ve başlıkları her düzene özgü özenli süslemeler taşırdı.
Alınlıklar, Metoplar veFrizler
Tapınak alınlıkları genellikle mitolojik sahnelerle doldurulurdu. Frizler isesüslemeli paneller (metoplar) ve dikey oluklardan (triglifler) oluşur, yapıyaritim ve bütünlük kazandırırdı.
Heykelsi Kabartmalar
Frizler, metoplar ve alınlıklarda yer alan kabartmalar, mitolojik hikâyeler vetarihi olayları betimleyerek mimariye hem görsellik hem de anlatısal derinlikkatardı.
Romalılar, Yunan süsleme geleneğini devralıp zenginleştirdiler.
Mozaikler ve Freskler
Villaların, hamamların ve kamu yapılarının zemin, duvar ve tavanlarını süsleyenmozaikler ve freskler en yaygın dekoratif öğelerdi. Mozaikler, küçük taş ve camparçalarının birleşiminden oluşurken, freskler ıslak sıva üzerine yapılanboyamalarla gerçekleştirilirdi.
Sıva İşi
Romalılar alçıyla duvar ve tavanlarda kabartmalar üretir, mermer görünümünütaklit eder veya bitkisel desenler ve mitolojik sahnelerle yüzeylere zenginlikkatarlardı.
Mimari Detaylar
Sütun başlıkları, kornişler ve cephelerde akantus yaprakları, rozetler,çelenkler ve hayvan figürleri sıkça kullanılırdı. Bu detaylar Roma’nınişçiliğini ve sanat anlayışını gözler önüne sererdi.
MÖ 1. yüzyılda yaşamış Romalı mimar Vitruvius, De Architectura adlı eserindesüslemenin rolüne de değinmiştir.
· Uyum ve Güzellik:Süsleme orantı ve düzenle bütünleşerek yapının estetik değerini artırmalıdır.
· İşlevsellik:Yalnızca dekoratif değil, aynı zamanda pratik ya da sembolik bir amaca dahizmet etmelidir.
· Sembolizm: Kültüreldeğerler, dini inançlar ve sosyal mesajlar süsleme yoluyla aktarılabilir.
· Zanaatkârlık:Süsleme, usta işçilik ve hassasiyetle uygulandığında değer kazanır.
· Bütünlük: Dekoratifunsurlar yapının formunu ve işlevini tamamlayacak şekilde tasarıma entegreedilmelidir.
Vitruvius’a göre süsleme, mimarinin ayrılmaz bir parçasıdır.Onun süsleme, işlevsellik ve sembolizm arasındaki dengeye dair görüşleri,günümüzde bile mimari teori ve pratiği etkilemeye devam etmektedir.
Bizans mimarisi, özellikle dini yapılardaki mozaikleriyletanınır. Altın varaklı mozaikler, kubbeleri, duvarları ve tavanları süsleyerekİncil’den sahneleri, dini figürleri ve geometrik desenleri betimlerdi. Bumozaikler yalnızca dekoratif değil, aynı zamanda teolojik ve sembolik biranlatı aracıydı.
İslam mimarisinde süsleme, insan ve hayvan figürlerindenkaçınılarak daha çok soyut ve geometrik biçimlere odaklanır. Karmaşık geometrikdesenler, arabeskler ve hat sanatı en belirgin süsleme biçimleridir. Çiniişçiliği (örneğin Fas’taki zellige) ve mukarnaslar (sarkıt benzeri mimariformlar) yapıların içini ve dışını zenginleştiren en özgün unsurlararasındadır.
Gotik mimarinin süsleme anlayışı yapısal yeniliklerle iç içedir.Sivri kemerler, yivli tonozlar ve uçan payandalarla desteklenen yüksek yapılar,vitray pencerelerle renklendirilirdi. Bu pencereler İncil’den sahneler anlatır,cephelerde ve iç mekânlarda ayrıntılı taş işçiliği ve heykellerle dramatik birgörsellik yaratılırdı.
Rönesans, klasik Yunan ve Roma mirasını yeniden canlandırdı.Sütunlar, pilastrlar, alınlıklar gibi klasik motifler yeniden kullanılmayabaşlandı. Saray, kilise ve kamu yapılarında kabartma heykeller, freskler vesüslü kornişler gibi detaylar, düzen ve simetri anlayışıyla birleşti.
Barok, hareket, drama ve ihtişamın ifadesidir. Dinamik formlar,kavisli yüzeyler, süslü sıva işleri, yaldızlı detaylar ve dramatik freskler öneçıkar. Amaç, izleyiciye duygusal bir etki bırakmak ve yapı içinde teatral biratmosfer yaratmaktır.
Rokoko, Barok’un resmiyetine tepki olarak doğdu. Daha hafif,eğlenceli ve süslü bir üslup geliştirdi. Kıvrımlı formlar, pastel renkler,deniz kabukları, çiçekler ve doğadan ilham alan motiflerle zenginleştirildi.Sarayların, salonların ve tiyatroların iç mekânlarında özellikle lüks vezarafet yaratmak için kullanıldı.
Antik Yunan ve Roma ilkelerinden esinlenen Neoklasik mimari,sadelik, simetri ve düzeni vurguladı. Sütunlar, alınlıklar ve frizler yenidenkullanıldı. Bu üslup, Aydınlanma Çağı boyunca özellikle hükümet binaları,müzeler ve büyük konutlarda tercih edildi.
Art Nouveau, doğadan ilham alan organik formları ve akıcıçizgileriyle öne çıkar. Çiçekler, sarmaşıklar ve böcekler gibi motiflerkıvrımlı, asimetrik desenlerle işlendi. Mimaride dekoratif demir işçiliği,vitray pencereler ve süslü cephelerle ifade buldu.
Art Deco, geometrik formları, cesur renkleri ve aerodinamikçizgileriyle modern çağın sembolü oldu. Zikzaklar, güneş patlamaları vebasamaklı motiflerle lüks, modernlik ve ihtişam vurgulandı. Gökdelenlerde,sinemalarda ve yolcu gemilerinde Jazz Age ve Machine Age ruhunu yansıttı.
Modernizm, süslemeyi reddederek işlevselliği ve sadeliği önplana çıkardı. Bauhaus ve Uluslararası Stil hareketleri, “form followsfunction” (biçim işlevi takip eder) anlayışını benimsedi.
· İşlevsellik: Süslemegereksiz sayıldı; tasarım, yapının kullanımına odaklandı.
· Malzemelerde dürüstlük:Beton, çelik ve cam doğal halleriyle sergilendi.
· Sadelik: Temizçizgiler, saf geometrik şekiller tercih edildi.
· Mekânsal vurgu:Biçim ve mekân ilişkisi, yüzeysel süslemelerden daha önemli kabul edildi.
· Maliyet ve verimlilik:Süslemesiz yapılar daha ekonomik ve işlevsel görüldü.
· İdealler: Süsleme,tarihsel tarzların ve burjuva aşırılığının simgesi olarak görülüp reddedildi.
Modernistmimari, tarihsel süslemeden koparak yeni bir anlayış ortaya koydu. Eleştirilererağmen, günümüz tasarım ilkelerinin şekillenmesinde güçlü bir etkisi oldu.
Postmodernizm, modernizmin katı ve minimalist anlayışına tepkiolarak ortaya çıktı. Tarihi referansları ve süslemeyi mimariye yenidenkazandırdı.
· Farklıdönemlerden ve kültürlerden öğeler bir araya getirilerek eklektik ve eğlencelitasarımlar yaratıldı.
· Kemerler,sütunlar, motifler gibi klasik detaylar çağdaş bağlamda, çoğu zaman ironi ya damizah duygusuyla kullanıldı.
Dijital devrim, mimarlığın tasarım ve inşa süreçlerinidönüştürdü. Bu dönüşüm süsleme anlayışını da yeniden şekillendirdi. Günümüzdemimari süslemenin öne çıkan yönleri:
Dijital İmalat
3D baskı, CNC işleme ve robotik sistemler, daha önce elde edilmesi zor olankarmaşık geometrilerin ve özel desenlerin üretilmesini mümkün kılıyor.
Parametrik Tasarım
Algoritmik modelleme sayesinde süsleme artık dinamik ve uyarlanabilirnitelikler kazanıyor. Desenler belirli parametrelere göre kendiliğindenşekillenebiliyor.
Duyarlı Mimari
Akıllı malzemeler ve kinetik cepheler, ışık, hava ya da kullanıcı hareketlerinetepki veren süslemeleri mümkün kılıyor. Böylece süsleme işlevsel bir katman dakazanıyor.
Projeksiyon Haritalamave Dijital Sanat
Bina cepheleri geçici ışık oyunları, projeksiyonlar ve sanat enstalasyonlarıyladönüştürülüyor. Bu, süslemeyi zamanla değişen, etkileşimli bir deneyimedönüştürüyor.
Sanal ve ArtırılmışGerçeklik
VR ve AR teknolojileri, süsleme tasarımlarının görselleştirilmesini vekullanıcıların bu desenlerle etkileşim kurmasını sağlıyor.
Generative Design(Üretken Tasarım)
Algoritmalar, belirli parametreler doğrultusunda sayısız süsleme varyasyonuüretebiliyor. Bu da estetik ve işlevsel olarak zengin çözümler sunuyor.
Biyofilik Tasarım
Doğadan ilham alan fraktal desenler, organik formlar ve doğal dokular süslemearacılığıyla mekânlara entegre ediliyor. Amaç, kullanıcıların doğayla bağınıgüçlendirmek.
Sürdürülebilir Süsleme
Geri dönüştürülmüş malzemeler, yeşil cepheler, enerji üreten yüzeyler gibiçevre dostu uygulamalar, süslemeyi sürdürülebilirlik aracı haline getiriyor.
Karma GerçeklikDeneyimleri
Sanal ve gerçek dünyanın birleştiği ortamlar, kullanıcıların süsleme öğeleriyleetkileşimini daha sürükleyici hale getiriyor.
Veri Odaklı Süsleme
Sensörlerden gelen verilerle çevreye uyum sağlayan cepheler, kullanıcıdeneyimini kişiselleştiren dinamik süslemeler ortaya çıkıyor.
Dijital SanatEnstalasyonları
Işık, ses ve etkileşimle birleştirilen enstalasyonlar, binaları yaşayan sanat eserlerinedönüştürüyor.
Hızla gelişen Dijital Çağ'da mimarlar ve tasarımcılar, en yeniteknolojileri, sürdürülebilir uygulamaları ve etkileşimli tasarımstratejilerini benimseyerek geleneksel süslemenin sınırlarını zorluyor.Teknoloji ve süslemenin birleşimi, mimari mekanların estetik, işlevsellik vedeneyimsel niteliklerini yeniden tanımlamaya devam ederek mimari tasarımıngeleceğini yenilikçi ve heyecan verici yollarla şekillendiriyor.
Dijital Çağ'da mimaride süsleme, yaratıcılık, sürdürülebilirlik vekullanıcı deneyimi için yeni olanaklar sunan teknolojiyle giderek daha fazla içiçe geçmiştir. Mimarlar, dijital araçları ve teknikleri süsleme unsurlarınıntasarımına ve uygulanmasına entegre etmenin yenilikçi yollarını keşfetmeyedevam ederek, teknolojik olarak yönlendirilen bir dünyada mimari ifadeningeleceğini şekillendiriyor.
Süslemekonusunu derinleştirdiğimizde, mimarinin heykel ile kurduğu tarihsel ve estetikortaklığa uzanırız. Heykel, yalnızca dekoratif bir unsur değil, aynı zamandamekâna kimlik ve anlam katan güçlü bir bileşendir. Bu bağlamda, süslemedenheykel–mimarlık ilişkisine geçiş, doğal bir devamlılık sunar.